Henüz deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışan aziz memleketimiz bu sefer tüm dünyanın ortak kaderi olan Kovid 19 salgınıyla savaşmak zorunda kaldı. Gündemimizi saran bu kötü haberler dolayısıyla yeise kapılıp, kara kara düşünmektense biran önce değişen koşullara uyum sağlamak zorundayız. Toplumun her ferdinin üstüne düşen görevi artık daha bir ciddiyetle ve özveriyle yapması şarttır.
Bu bağlamda önce deprem felaketinde sonra da pandemi sürecinde sağlık bakanımızdan başlayıp en alt hücresine kadar tüm sağlık ordumuz tek vücut olup başarılı bir refleks göstermiştir. Diş hekimlerimiz de İstanbul gibi vakaların yoğun olduğu yerlerde filyasyon ekiplerine aktif olarak katılıp üzerine düşeni yapmışlardır. Daha geri saflarda bu savaşa destek veren hekimlerimiz ise acil diş tedavisi hizmetlerini aksatmayıp halkımızı bilinçlendirerek bu tehlikeli sürece olumlu katkıda bulunmuşlardır.
Peki, bu süreçte ağız sağlığı neden önemlidir?
Henüz tam olarak tanıyamadığımız kovid 19 virüsü hakkında ilk öğrendiğimiz bilgilerden biri ağız ve burun mukozasına tutunup oradan akciğerlere geçtiğidir. Yani birçok hastalıkta olduğu gibi iş yine ağızda başlamaktadır. Ağız ortamında birçok bakteri ve mantar belli bir denge içinde yaşamaktadır. Her hangi bir sebeple bu denge bozulduğunda başta ağız ortamında sonrada vücudun başka yerlerinde bazı hastalıklar baş göstermektedir. Kovid 19 virüsü de ağızda kuluçka için kendine uygun bir ortam bulmaktadır.
Bu dönemde yapılan en önemli uyarılardan biri evde kalmamız ve mümkün olduğunca hastanelerden uzak durmamızdı. Bunu sağlamanın en önemli yolu sağlığımıza dikkat etmemizdir. Ağız ve diş sağlığı da bu açıdan kritik önem taşımaktadır.
Yine Dünya Sağlık Örgütünün pandeminin ilk günlerinde yaptığı ancak sonra değiştirdiği bir açıklamasında NSAİİ grubu bazı ağrı kesiciler ve bir grup ilacın korona virüse karşı bağışıklık sistemimizi olumsuz etkilediği yönünde bilgiler mevcuttu. Toplumumuzda ki bilinçsiz ilaç kullanımı ve kötü ağız hijyenini düşündüğümüzde ağız sağlığının başlı başına korona virüste bir risk faktörü olduğunu görmekteyiz.
Bu maddeleri üst üste koyduğumuzda karşımıza şu tablo çıkmaktadır:
Ağız hijyenimize dikkat etmeliyiz ki
- Başta korona virüs olmak üzere ağza yerleşen hastalık yapıcı etkenlerden korunabilelim.
- Kötü bir ağızda oluşacak diş problemleri sebebiyle evde kalmamızın elzem olduğu bu süreçte hastane, ağız ve diş sağlığı merkezleri gibi riskli alanlara gitmemize gerek kalmasın.
- Bağışıklık sistemimize olumsuz etkileri olduğu söylenen ilaçları kullanmak zorunda kalmayalım.
- Ağız ve dişlerde oluşacak bir enfeksiyon sebebiyle vücut direncimiz düşmesin.
- Ağız ve diş problemlerimiz beslenmemizi olumsuz etkilemesin. İhtiyacımız olan besin ve vitaminlerinden yoksun kalmayalım.
Ağız ve diş sağlığımıza azami özen göstermemize rağmen bir problemle karşılaştığımızda ne yapmalıyız?
Öncelikle şiddetli ağrı, yüzde veya dişte şişlik, ağız ortamında enfeksiyon veya iltihabi akıntı, durmayan kanama, ağrıyan dişe eşlik eden ateş ve halsizlik gibi bir problemle karşılaştığımızda durumumuzun acil olduğunu bilip en yakın diş hekimine başvurmalıyız. Kesinlikle hekim kontrolü olmadan antibiyotik, ağrı kesici vesaire ilaç kullanmamalıyız. Gerekli önlemlerin alındığı bir klinikte en az riskle müdahale edilmeli. Diş hekiminizin uygun gördüğü tedavi ile acil durumun geçmesi sağlanmalı ve sonrasında ağız sağlığı tekrar ideal duruma getirilmelidir.
Bu durumların dışında kalan aciliyet derecesi daha düşük sorunlarda daha etkili ve düzenli diş fırçalamak, tuzlu suyla gargara yapmak suretiyle problemin geçip geçmediği takip edilmeli. Geçmiyor ve ilerliyorsa yine bir diş hekimine başvurmak gerekir.
Sonuç olarak birçoğumuzun göz ardı ettiği ağız ve diş sağlığımız korona virüs sürecinde yine önemi pek anlaşılamayan bir konu oluyor. Ancak bu süreç hayatımızda birçok şeyi değiştireceği gibi ağız ve diş sağlığına bakışımızı da değiştirecek gibi görünüyor. Hepimizin çok iyi bildiği gibi “sağlık ağızda başlar.”
Aziz şehrimiz ve kadim milletimiz bu günleri de atlatacaktır. Zaman umutsuzluğa kapılma zamanı değildir.
Sağlıcakla…
Dt. Muhammed Enes Polat
Sık Sorulan Sorular